Asya babası onları terk ettiğinden beri düzensiz bir işte çalışan ilgisiz annesiyle yaşayan genç bir kızdır. Küçükken kendi çapında babası hakkında hayaller kurarken bir gün arkadaşı herkese babasının var olmadığını anlatmasıyla Asya o kızı dövmüştür. Bunu üzerine öğretmeni ona yüz defa "ben kötü bir kızım" yazmasını istemiştir. Bu sayede Asya kötü bir kız olmuştur. Yıllar içinde Asya sigara içen, hırsızlık yapan, akran zorbalığı hayatının büyük bir kısmı haline gelmiş bir kıza dönüşmüştür.
Maria ise ikiz kardeşleri olan anne ve babasıyla yaşan bir kızdır. Küçüklüğünden beri ailesi çok üzerine düşmektedir. Ona her türlü imkanı sağlayan ailesi sayesinde sağlıksız bir beslenme düzeni vardır. Bu nedenle kendi tabiriyle "balina" yani kilo fazlası olan bir kızdır. Hem kilosu hem de ailesi nedeniyle rahibe gibi yani uzun ve kapalı elbiselerle dolaşmaktadır. Arkadaşlarına göre fazlasıyla çalışkan olduğundan dolayı adı "inek" e çıkmıştır. En büyük isteği biran önce okulunu bitirip cehennem gibi okulundan kurtulmaktır. Asya ve çetesinin zorbalığıyla mücadele etmektedir.
On dört yaşındaki Asya bir gün çetleşirken Andrea adında bir çocukla tanışır. Çocukla bir süre sohbet ettikten sonra buluşmaya karar verirler. Ancak çocuk tam bir hayal kırıklığı çıkar.Bir başka gün ise gene her zaman ki gibi Pimkie'ye hırsızlık yapmaya gider. Ancak dükkana gider gitmez eski hırsızlık seferlerinde kameralara görüntülendiğinden dolayı yakalanır. Bir önceki sefer çaldığı şeyi iade etmesi şartıyla bu işten de sıyrılır. Soğuk bir kış günü Asya ve çetesi Maria'nın beresini çalar. Kaygan yollarda koşarken Asya ve Maria kavga eder ve Maria'nın bacağı kırılır. Bunun üzerine Asya ve çetesi disipline gider ve Asya'nın çetesi yani arkadaşları onunla arkadaşlığı bırakır. Asya artık yapayalnızken notlarını düzeltmeye karar verir ve bitirme sınavı için telafi sınıfına kalır. Bilgisayarda çetleşirken Gabriele adında biriyle tanışır ve çocuğa gıcık olur. Gabriele'in ona sanal gül vermesiyle çocuğa biraz daha ısınır. Sonra ise okulun zoruyla koşu takımına katılır. Bu sırada Asya her yerde onu küçük yaşta terk eden babasını arar. Gittikleri bir okul gezisinde Asya, Maria'nın imajını değiştirir ve Maria artık güzelliği fark edilen çekici bir kız haline gelir. Gezi dönüşü Asya babası hakkında araştırmalarına devam eder ve araştırmasını sonuçlandırır:Babasını bulur. Babası Asya'dan onu affetmesini ister. Asya'da denemeye karar verir.
Kitabın sonunda artık Asya on beş yaşında. Gabriele ile buluşmuş. Sohbet ediyorlar. Limonlu dondurma yerken Asya ona yaşam öyküsünü anlatıyor.
4 Kasım 2014 Salı
Örnek Sınıf
3B pek örnek bir sınıf sayılmaz. Doğrusu, okuldaki hiçbir sınıfın örnek olduğu söylenemez.
(Sayfa 11)
(Sayfa 11)
İlk Defa Biri Bana Gül Veriyor...
GABRİELE: Bu senin için:
GABRİELE:@ > > --- ---
ASYA: Bu ne böyle?
GABRİELE: İyi bak, sağa doğru doksan derece çevirdiğini düşün
ASYA: Gül bu!
GABRİELE: Doğru
ASYA: Teşekkür ederim... İlk defa biri bana gül veriyor
GABRİELE: Bağışlandım mı?
ASYA: Bilmiyorun, düşüneceğim...
GABRİELE: İyi. Ben çıkıyorum. Seni çette ne zaman bulabilirim?
ASYA: Salı öğleden sonra, diri diri okula gömülmüş durumdayım
GABRİELE: Salı öğleden sonra burada olacağım :)
(Sayfa 112-113)
Ben Kötü Bir Kızım
Anna Barone'yi yani babasının var olmadığını herkese ilan eden arkadaşını dövdükten sonra Asya, öğretmeni tarafından cezalandırılmıştı.
"Sen çok kötü bir kızsın!"
Asya yanıt olarak öğretmesinin ayakkabısına tükürmüştü. Burnu açık renk süet olan ayakkabısına. Öğretmeninin özenle kullandığı ayakkabısına. Öğretmen dehşete düşmüş gözlerle önce çok değerli ayakkabısına, sonra da Asya'nın öfke dolu gözlerine bakmıştı.
"Şimdi sana gösteririm eğitimin ne olduğunu, terbiyesiz!" diyen sesi çın çın çınlamış, bir yandan da Asya'yı kolundan çekelemişti.
Anna Barone'nin yüzünde, biraz önceki ısırığın korkunç acısına karşın, kazanılmış bir zafer havası vardı. Asya'nın öğrencilerin ve öğretmenin önündeki saygınlığını tek bir hamlede yerle bir etmişti.
Asya, okul gezisine katılmama cezasına çarptırılmıştı. Aylardır düşünü kurduğu deniz kenarına yapılacak gezi. Annesi mayosunu bile almıştı.
Ayrıca öğretmeni, ceza cümlesini defterine yüz defa yazmasını istemişti: ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım
Böylece Asya kötü bir kız olmuştu.
(Sayfa 126-128)
Başlangıç ve Son
Gabriele ile randevusu Valentino Parkı'nın girişinde.
Önce o ulaşıyor.
Kendini sinirli, şaşkın ve beceriksiz hissediyor.
Gabriele onun foğrafını görmedi bile. Ya onu beğenmezse?
Çantasından sigara paketini çıkarıyor. Kendini daha da aptal hissediyor. Kıvırıyor ve çöp kutusuna atıyor.
Kendini tanımlamak için parmakları arasında duracak sigaraya gereksinimi yok.
Onu beğenirse, iyi. Beğenmezse başka birini bulsun.
Uzaktan gelmekte olduğunu görüyor. O olduğunu biliyor çünkü elinde bir gül var. Hay aksi, ne kadar da uzun boylu. Böyle uzun boylu olabileceği aklına gelmemişti.
Önce o ulaşıyor.
Kendini sinirli, şaşkın ve beceriksiz hissediyor.
Gabriele onun foğrafını görmedi bile. Ya onu beğenmezse?
Çantasından sigara paketini çıkarıyor. Kendini daha da aptal hissediyor. Kıvırıyor ve çöp kutusuna atıyor.
Kendini tanımlamak için parmakları arasında duracak sigaraya gereksinimi yok.
Onu beğenirse, iyi. Beğenmezse başka birini bulsun.
Uzaktan gelmekte olduğunu görüyor. O olduğunu biliyor çünkü elinde bir gül var. Hay aksi, ne kadar da uzun boylu. Böyle uzun boylu olabileceği aklına gelmemişti.
ERKEK: Selem. Bu sana. Doğum günün kutlu olsun.
KIZ: Teşekkürler. İlk kez biri bana gül hediye ediyor.
ERKEK: Aslında ikinci kez...
Kahkaha atıyorlar.
KIZ: Demek istediğim... gerçek bir gül.
Uzunca bir süre birbirlerine bakıyorlar.
KIZ: İstediğin gibi miyim?
ERKEK: Sensin... Sen, sensin.
Sessizlik.
ERKEK. Ya ben? Düşündüğün gibi miyim?
KIZ:Çok daha uzunsun!
Bir kez daha gülüyorlar.
ERKEK: Limonlu dondurma ister misin?
KIZ: Evet.
Yan yana yürüyorlar.
Beraber attıkları adımlar çok daha hafif.
(Sayfa 190)
Parkın ortasındaki dondurmacının önünde duruyorlar. Dondurmacı elinde kepçesi, çocukları gülerek karşılıyor.
"Eee çocuklar, neli istersiniz?"
"Ona bir top limonlu, bana çilek ve çikolata."
"Ama ben ödeyeceğim bak!" diyor kız.
"Kesinlikle olmaz, ben ödüyorum!" diye karşı çıkıyor oğlan.
Kız,"Ama benim doğum günüm, benim ödemem gerek!" diye diretiyor.
"Bugün dondurmalar bedava!" diye araya giriyor dondurmacı. "Kavga etmeyin. Doğum günün kutlu olsun. Kaça basıyorsun?"
"On altı!" diyor kız gururla.
Adam gözlerini yukarıya kaldırıyor, hüzünlü bir ifadeyle, "Hey gidi on altı! Ne güzel yıllar..."
"Hangi açıdan baktığınıza bağlı," diye karşı çıkıyor kız, dondurmasını yalarken.
Gençler, bol yapraklı geniş bir ağacın gölgesinde kalmış bir banka oturmaya gidiyorlar. Karşılıklı bağdaş kurarak oturuyorlar.
ERKEK: Bugün ne oynayacağız?
KIZ: Gerçek oyunu.
ERKEK: Tamam. Kim başlıyor?
KIZ: Bir keresinde sana hayat hikayemi anlatacağımı söylemiştim Hatırladın mı?
ERKEK: Hatırlıyorum tabi. Ben de sana, o gün geldiğinde memnuniyetle dinleyeceğimi söylemiştim.
KIZ: Bu öyküde sen de varsın.
ERKEK: Ben mi? O zaman kesinlikle anlatmalısın. Meraklının tekiyim ben.
KIZ: Evet... ama... nereden başlayacağımı bilemiyorum... Ya sıkılırsan?
ERKEK: Seninle hiç sıkılmam.
Kız ikirciklidir. Olup biteni yüksek sesle anlatabilmek için uygun sözcükleri bulmak kolay değildir, ama sonra anlatmaya başlar...
"Eee çocuklar, neli istersiniz?"
"Ona bir top limonlu, bana çilek ve çikolata."
"Ama ben ödeyeceğim bak!" diyor kız.
"Kesinlikle olmaz, ben ödüyorum!" diye karşı çıkıyor oğlan.
Kız,"Ama benim doğum günüm, benim ödemem gerek!" diye diretiyor.
"Bugün dondurmalar bedava!" diye araya giriyor dondurmacı. "Kavga etmeyin. Doğum günün kutlu olsun. Kaça basıyorsun?"
"On altı!" diyor kız gururla.
Adam gözlerini yukarıya kaldırıyor, hüzünlü bir ifadeyle, "Hey gidi on altı! Ne güzel yıllar..."
"Hangi açıdan baktığınıza bağlı," diye karşı çıkıyor kız, dondurmasını yalarken.
Gençler, bol yapraklı geniş bir ağacın gölgesinde kalmış bir banka oturmaya gidiyorlar. Karşılıklı bağdaş kurarak oturuyorlar.
ERKEK: Bugün ne oynayacağız?
KIZ: Gerçek oyunu.
ERKEK: Tamam. Kim başlıyor?
KIZ: Bir keresinde sana hayat hikayemi anlatacağımı söylemiştim Hatırladın mı?
ERKEK: Hatırlıyorum tabi. Ben de sana, o gün geldiğinde memnuniyetle dinleyeceğimi söylemiştim.
KIZ: Bu öyküde sen de varsın.
ERKEK: Ben mi? O zaman kesinlikle anlatmalısın. Meraklının tekiyim ben.
KIZ: Evet... ama... nereden başlayacağımı bilemiyorum... Ya sıkılırsan?
ERKEK: Seninle hiç sıkılmam.
Kız ikirciklidir. Olup biteni yüksek sesle anlatabilmek için uygun sözcükleri bulmak kolay değildir, ama sonra anlatmaya başlar...
(Sayfa 9)
Benimle Oynuyorsun Sen
Not: Bu şiiri Tagore isimli bir şair yıllar önce yazmış.
Seni kolaylıkla tanıyacağım kaygısıyla,
benimle oynuyorsun.
Gözyaşlarını gizlemek için,
gözlerim kahkahalarınla kör ediyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Söylemek istediklerini asla söylemezsin sen.
Değerini anlamayayım diye,
bin bir yolla benden kaçıyorsun.
Kalbalıklara karışma korkusuyla,
kenarda kalıyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Yürümek istediğin yolda asla yürümesin sen.
(Sayfa 145)
benimle oynuyorsun.
Gözyaşlarını gizlemek için,
gözlerim kahkahalarınla kör ediyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Söylemek istediklerini asla söylemezsin sen.
Değerini anlamayayım diye,
bin bir yolla benden kaçıyorsun.
Kalbalıklara karışma korkusuyla,
kenarda kalıyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Yürümek istediğin yolda asla yürümesin sen.
(Sayfa 145)
3 Kasım 2014 Pazartesi
Değişim...
"Buna kaç lira verdin?"
Asya kahkaha atıyor. "Hiç diyelim."
(Sayfa 37)
"Ama ben ödeyeceğim bak!" diyor kız.
[Sayfa 9 (Kitap sondan başlıyor)]
Asya kahkaha atıyor. "Hiç diyelim."
(Sayfa 37)
"Ama ben ödeyeceğim bak!" diyor kız.
[Sayfa 9 (Kitap sondan başlıyor)]
Fark...
Maria okuldan döndüğünde sofrayı hazır buluyor. (...) İkizler, üç yaşındaki iki afacan sanki on kişiymişler gibi ses çıkarıyorlar.
(Sayfa 14)
Asya, evin kapısını açar açmaz içini acıtan o sessizlikle karşılaşıyor.
(Sayfa 15)
(Sayfa 14)
Asya, evin kapısını açar açmaz içini acıtan o sessizlikle karşılaşıyor.
(Sayfa 15)
Akran Zorbalığı
"Bullying, yani akran zorbalığı lafını daha önce hiç duymuş muydun?"
"Evet, birkaç kez," diye yanıtlıyor Asya, huzursuz.
"O halde, ne anlama geldiğini biliyorsun."
Asya sandalyede kıpırdanıyor, duruşunu değiştiriyor.
"Şey demek... birisinin, daha güçsüz başka birisini dövmesi demek."
"Evet, o da var. Ama bu türden bir yıldırma, yalnızca fiziksel şiddet demek değil. Başka bir sınırı aşma, yıldırmayolu var ki, insanın canını çok daha fazla acıtır. Bilirsin Asya, kimi zaman sözler insanın canını yumruklardan daha çok acıtır. Ne demek istediğimi anlıyorsun, değil mi?"
Asya başını aşağı yukarı sallıyor.
(Sayfa 77-78)
"Evet, birkaç kez," diye yanıtlıyor Asya, huzursuz.
"O halde, ne anlama geldiğini biliyorsun."
Asya sandalyede kıpırdanıyor, duruşunu değiştiriyor.
"Şey demek... birisinin, daha güçsüz başka birisini dövmesi demek."
"Evet, o da var. Ama bu türden bir yıldırma, yalnızca fiziksel şiddet demek değil. Başka bir sınırı aşma, yıldırmayolu var ki, insanın canını çok daha fazla acıtır. Bilirsin Asya, kimi zaman sözler insanın canını yumruklardan daha çok acıtır. Ne demek istediğimi anlıyorsun, değil mi?"
Asya başını aşağı yukarı sallıyor.
(Sayfa 77-78)
Suçlu Olmak İçin Suç İşlemek Gerekmez
"Kurallara aykırı bir eylemi engellemesi gerekirken susup göz yuman kim olursa olsun, suçludur. Suçluluk payınız farklı olsa da, hepiniz suçlusunuz."
(Sayfa 76)
(Sayfa 76)
Asya Eve Dönmeli
Asya kayboldu, ama eve dönmesi gerektiğini biliyor.
(...)
Altı üstü yapacağı şey, yürümek.
(...)
Koşmak istiyor. Hatta hatta uçmak.
Oysa tüm gücünü tek bir adım atabilmek için toplamak zorunda.
Evi hâlâ çok uzak.
(Sayfa 107-108)
(...)
Altı üstü yapacağı şey, yürümek.
(...)
Koşmak istiyor. Hatta hatta uçmak.
Oysa tüm gücünü tek bir adım atabilmek için toplamak zorunda.
Evi hâlâ çok uzak.
(Sayfa 107-108)
Uçmak
Maria artık özgüvenli bir kız. Uçmayı öğrendi. Giyimini ve tarzını değiştirdi, kilo verdi. Artık Asya'dan sonra yeni bir kızla kötülük yapmaya devam eden çeteye aldırmıyor.
Asya babasını bulmak için son denemesini yapıyor. Adam, onu görür görmez kızını tanıyor.
"Merhaba Asya."
Asya atletizm takımına boşu boşuna girmedi. Bölgesindeki ilk yirmi arasında o. Kazanıp kazanmayacağının hiç önemi yok. "Ayakları kanatlanmış gibi koşuyor."
Babasıyla buluşuyorlar. Asya ona çocukluk fotoğrafkarını gösteriyor. Onu affetmeye karar veriyor. Kolay olmayacak ama denemeye değer.
Asya'nın bir sene daha bu okulda kalıp kalmayacağını belirleyecek sınav, matematik. Asya bunu yapamaz. Nerden başlayacağını bilmiyor. Onu kurtaran şey, arkadan gelen kopya oluyor. Maria'dan... Kurtuldu.
Bitirme sınavına kabul edildiğini biliyor. Bitirme tezi de hazır. Nihayet annesine de sıkı sıkı sarılabiliyor. Sigara paketini atıyor. Kendini tanımlamak için digaraya gereksinimi yok. Gabriele'le buluşuyorlar. Asya'nın en sevdiğinden, limonlu dondurma yemeye karar veriyorlar. Beraber attıkları adımlar çok daha hafif. Bu da, Asya'nın hikayesinin mutlu sonu.
Asya babasını bulmak için son denemesini yapıyor. Adam, onu görür görmez kızını tanıyor.
"Merhaba Asya."
Asya atletizm takımına boşu boşuna girmedi. Bölgesindeki ilk yirmi arasında o. Kazanıp kazanmayacağının hiç önemi yok. "Ayakları kanatlanmış gibi koşuyor."
Babasıyla buluşuyorlar. Asya ona çocukluk fotoğrafkarını gösteriyor. Onu affetmeye karar veriyor. Kolay olmayacak ama denemeye değer.
Asya'nın bir sene daha bu okulda kalıp kalmayacağını belirleyecek sınav, matematik. Asya bunu yapamaz. Nerden başlayacağını bilmiyor. Onu kurtaran şey, arkadan gelen kopya oluyor. Maria'dan... Kurtuldu.
Bitirme sınavına kabul edildiğini biliyor. Bitirme tezi de hazır. Nihayet annesine de sıkı sıkı sarılabiliyor. Sigara paketini atıyor. Kendini tanımlamak için digaraya gereksinimi yok. Gabriele'le buluşuyorlar. Asya'nın en sevdiğinden, limonlu dondurma yemeye karar veriyorlar. Beraber attıkları adımlar çok daha hafif. Bu da, Asya'nın hikayesinin mutlu sonu.
Koşmak
İkinci kısım, bizi selamlayarak başlıyor.
"Merhaba."
Asya Maria'nın evinde. İlk kez ona ne çektirdiklerinin farkına varıyor. Sadece bacağını kırmakla ilgili değil olanlar. Eğlenirken Maria'ya yaptıkları kötülükle de ilgili. Konuşacak pek şeyleri yok ama yavaş yavaş, Maria Asya'yı tanımaya başlıyor.
Ertesi gün Asya ilk kez derse dikkatini vermeye çalışıyor. Maria okula geri döndü. Asya, matematik dersinde, hiçbir şeyi anlamadığı sırada, Maria'nın soruları nasıl da rahat çözdüğünü görünce, ilk kez onun yeinde olmak istiyor. "Giysileri birkaç beden büyük gelecek olsa da."
Asya'yı ceza olarak salı öğleden sonraları yolladıkları telafi sınıfında, çette Gabriele adında bir çocukla tanışıyor.
Yine ceza olarak yolladıkları kız atletizm takımında, nefesi kesiliyor, bulantı geliyor. Öğretmen sigara içtiği için olduğunu söylüyor üstü kapalı, Asya'ysa sırf buna inat okuldan çıkar çıkmaz inadına içiyor.
Okulda, Asya ve Maria'nın arasında dostça sayılabilecek bir dialog geçiyor. Büyük ilerleme! Asya tez için çalışırken de, Gabriele yine mesaj atıyor çetten. Ona sanal bir gül yolluyor, yakınlaşıyorlar.
Asya babasının var olmadığını söyleyen kızı dövdükten sonra öğretmeni tarafından cezalandırılmıştı. Yüz kere defterine "Ben kötü bir kızım." yazmasını istemişti öğretmen. Asya böykece kötü bir kız olmuştu.
Yine tez çalışması. Gabriele yine orada, çette. Daha da yakınlaşıyorlar. Asya ona aşık olup olamdığını anlayamıyor.
Asya babasını aramaya karar verdi. Bir internet kafeye gidip babasının adını aratıyor. Üç olası kişi var.
İlk baba denemesi, başarısız oluyor. Bu adam babası olamaz.
İkinci kez denediğinde, aradığını bulamıyor ama pazar günkü golf turnuvasına katılacağını öğreniyor.
Gabriele ondan hoşlandığını itiraf ediyor. Asya da ondan hoşlanıyor.
Ertesi pazar, golf kulübüne gidiyor. Babası olabilecek adamla konuşuyor. O değil. Tek adres kaldı, ama vazgeçmek istiyor.
Yapılacak büyük okul gezisi için aynıodada kalacakları belirlerken öğretmen kura çekiliyor: Asya ve Maria!
Gezide tuhaf bir şekilde Asya ve Maria yakınlaşıyorlar. Asya onun giyimi ve makyajıyla uğraşıyor ve yepyeni bir Maria yaratıyor. Maria otelin diskoteğinde başka okuldan bir çocukla tanışıyor ve yakınlaşıyor. Maria'nın hikayesi mutlu sona yaklaşıyor.
Asya'nın mutlu sonu için tavsiyeyse Gabriel'den geliyor:
"Kim olmak istediğine karar ver. Bu kararı verdiğinde uçabilirsin ancak"
"Merhaba."
Asya Maria'nın evinde. İlk kez ona ne çektirdiklerinin farkına varıyor. Sadece bacağını kırmakla ilgili değil olanlar. Eğlenirken Maria'ya yaptıkları kötülükle de ilgili. Konuşacak pek şeyleri yok ama yavaş yavaş, Maria Asya'yı tanımaya başlıyor.
Ertesi gün Asya ilk kez derse dikkatini vermeye çalışıyor. Maria okula geri döndü. Asya, matematik dersinde, hiçbir şeyi anlamadığı sırada, Maria'nın soruları nasıl da rahat çözdüğünü görünce, ilk kez onun yeinde olmak istiyor. "Giysileri birkaç beden büyük gelecek olsa da."
Asya'yı ceza olarak salı öğleden sonraları yolladıkları telafi sınıfında, çette Gabriele adında bir çocukla tanışıyor.
Yine ceza olarak yolladıkları kız atletizm takımında, nefesi kesiliyor, bulantı geliyor. Öğretmen sigara içtiği için olduğunu söylüyor üstü kapalı, Asya'ysa sırf buna inat okuldan çıkar çıkmaz inadına içiyor.
Okulda, Asya ve Maria'nın arasında dostça sayılabilecek bir dialog geçiyor. Büyük ilerleme! Asya tez için çalışırken de, Gabriele yine mesaj atıyor çetten. Ona sanal bir gül yolluyor, yakınlaşıyorlar.
Asya babasının var olmadığını söyleyen kızı dövdükten sonra öğretmeni tarafından cezalandırılmıştı. Yüz kere defterine "Ben kötü bir kızım." yazmasını istemişti öğretmen. Asya böykece kötü bir kız olmuştu.
Yine tez çalışması. Gabriele yine orada, çette. Daha da yakınlaşıyorlar. Asya ona aşık olup olamdığını anlayamıyor.
Asya babasını aramaya karar verdi. Bir internet kafeye gidip babasının adını aratıyor. Üç olası kişi var.
İlk baba denemesi, başarısız oluyor. Bu adam babası olamaz.
İkinci kez denediğinde, aradığını bulamıyor ama pazar günkü golf turnuvasına katılacağını öğreniyor.
Gabriele ondan hoşlandığını itiraf ediyor. Asya da ondan hoşlanıyor.
Ertesi pazar, golf kulübüne gidiyor. Babası olabilecek adamla konuşuyor. O değil. Tek adres kaldı, ama vazgeçmek istiyor.
Yapılacak büyük okul gezisi için aynıodada kalacakları belirlerken öğretmen kura çekiliyor: Asya ve Maria!
Gezide tuhaf bir şekilde Asya ve Maria yakınlaşıyorlar. Asya onun giyimi ve makyajıyla uğraşıyor ve yepyeni bir Maria yaratıyor. Maria otelin diskoteğinde başka okuldan bir çocukla tanışıyor ve yakınlaşıyor. Maria'nın hikayesi mutlu sona yaklaşıyor.
Asya'nın mutlu sonu için tavsiyeyse Gabriel'den geliyor:
"Kim olmak istediğine karar ver. Bu kararı verdiğinde uçabilirsin ancak"
2 Kasım 2014 Pazar
Yürümek
Kitap sondan başlıyor. Daha kim olduklarını bile bilmediğimiz karakterlerimiz, bir kız bir erkek, bir parktalar. Kızın doğum günü. Dondurma alıyorlar ve kitabın neyi anlattığına dair ilk ipucumuz geliyor:
Erkek: Bugün ne oynayacağız?
Kız: Gerçek oyununu.
Erkek: Tamam. Kim başlıyor?
Kız: Bir seferinde sana hayat hikayemi anlatacağımı söylemiştim. Hatırladın mı?
Erkek: Hatırlıyorum tabii. Ben de sana, o gün geldiğinde memnuniyetle dinleyeceğimi söylemiştim.
Kız: Bu öyküde sen de varsın.
Erkek: Ben mi? O zaman kesinlikle anlatmalısın. Meraklının tekiyim ben.
Kız: Evet... ama... nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ya sıkılırsan?
Erkek: Seninle hiç sıkılmam.
Erkek: Bugün ne oynayacağız?
Kız: Gerçek oyununu.
Erkek: Tamam. Kim başlıyor?
Kız: Bir seferinde sana hayat hikayemi anlatacağımı söylemiştim. Hatırladın mı?
Erkek: Hatırlıyorum tabii. Ben de sana, o gün geldiğinde memnuniyetle dinleyeceğimi söylemiştim.
Kız: Bu öyküde sen de varsın.
Erkek: Ben mi? O zaman kesinlikle anlatmalısın. Meraklının tekiyim ben.
Kız: Evet... ama... nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ya sıkılırsan?
Erkek: Seninle hiç sıkılmam.
Demek bu bir hayat hikayesi. İçinde aşk da olan bir hayat hikayesi. Ne de tatlı bir çift! Olayı az çok anladığımıza göre, şimdi ilk bölüme geçebiliriz...
Şimdi bir 3B sınıfındayız. Bir ders bitişi... Sınıftan herkes çıktıktan sonra, kötü kız olduğunu kısa sürede anladığımız Asya ve "omuz başında, yanından hiç ayrılmayan arkadaşları", iyi ama inek kız olduğunu anladığımız Maria'nın başına çullanıyorlar. Derse dikkat etmesiyle; giydiği bol, uzun, çirkin, mavi elbiseyle ve kilosuyla dalga geçiyorlar. Sonra da Asya gayet acımasızca Maria'nın beslenmesine el koyuyor, çete Maria'nın annesinin yaptığı tartla da dalga geçip onu çöpe atıyorlar. İsraf!
Asya ve çetesinin "Rahibe Balina" adını taktıkları Maria'yı evde bekleyen sevgi dolu bir annesi ve sevimli iki küçük kardeşi var ama bu sevgi dolu aile ne yazık ki aynı anda anlayışlı aile olamıyor. Annesi Maria'nın asabi ve mutsuz hallerini büyüyor olmasına bağlıyor, kilosunu da yine büyüdüğünü söyleyerek geçiştiriyor. Maria'ysa görünüşünden hiç memnun değil. Aynadaki yansıması onun için bir düşman. En yakınındaki insan bile onun durumunu anlamadığı, ona destek olamadığı için bilemiyor kendini savunmayı belki, bu yüzden ezilmeyi adeta kabul ediyor...
Asya'yı evde bekleyen şey sessizlik. Bunalımdaki annesi bir işe tutunamıyor, işsizlik maaşıyla geçinemediği için girdiği işlerin hepsinden ya kovuluyor, ya ayrılıyor. Asya annesinin çaresiz kurban rolünü oynamasına çok öfkeli, kendine biraz özen gösterip, işe gidip arkadaşlıklar kurarak canlı bir insana dönüşmesini istiyor ama annesi bu beklentiyi karşılayamıyor. Asya aslında kötü bir kız değil, evde, annesine karşı hiç değil, ama hayat onu diğerlerinin karşısında zayıf görünmemek için kötü davranmaya zorluyor.
Asya'yı evde bekleyen şey sessizlik. Bunalımdaki annesi bir işe tutunamıyor, işsizlik maaşıyla geçinemediği için girdiği işlerin hepsinden ya kovuluyor, ya ayrılıyor. Asya annesinin çaresiz kurban rolünü oynamasına çok öfkeli, kendine biraz özen gösterip, işe gidip arkadaşlıklar kurarak canlı bir insana dönüşmesini istiyor ama annesi bu beklentiyi karşılayamıyor. Asya aslında kötü bir kız değil, evde, annesine karşı hiç değil, ama hayat onu diğerlerinin karşısında zayıf görünmemek için kötü davranmaya zorluyor.
Asya aslında kötü bir kız olmayabilir ama kötü kız olmanın getirdiği her özelliğe sahip: Sigara içiyor, çalıyor, çok kolay yalan söylüyor, derslerle hiç ilgilenmiyor... Çetesi de onun gibi, aileden izinsiz yapılan her işi yapıyorlar.
Asya aslında bitirme teziyle ilgilenmesi gerekirken çetleşiyor. Bu çetleşme işi belli ki ufak bir ayrıntıdan fazlası, daha sonra yine çıkacak karşımıza.
Beşinci bölümle birlikte, Asya'nın neden kötü bir kız olduğunu anlamaya başlıyoruz. Babası, Asya'nın hatırlayamayacağı kadar erken bırakıp gitmiş annesiyle onu. Umutla babasını bekleyen Asya bir gün beklemekten vazgeçmiş ve babasını unutunca, onunla beraber içinde bir şeyler de yok olmuş.
Altıncı bölüm, bize karakterlerimizin derslerindeki durumlarını gösteriyor. Maria çok başarılı, Asya'ysa bir o kadar kötü durumda. Sözlüye kalktığında Maria Asya'ya kopya vermeyi reddediyor. Asya da intikamını alıyor: Maria'nın yüzüne atılabilecek en sert şekilde atılmış bir voleybol topu... Bir kez daha Asya'nın kötü kız olduğunu görüyoruz.
Asya'yı en çok üzen şey annesiyle arasında oluşan uzaklık. Bu uzaklık, "bir türlü patlamayan bir kızgınlığa dönüşerek Asya'yı boğuyor." Bir kez daha ikilemde kalıyoruz: Asya sadece yalnız zavallı bir kız mı, yoksa kötü kızın teki mi?
Ailevi sorunları bir yana, Asya Maria'ya eziyet etmeye devam ediyor. Ev ödevini de ona yaptırıyor, ödevin çok uzun ve zor olması da önemli değil. Maria'nın ödevi yetiştirmeye çalışırken yemeğe geç kaldığı için babasıyla bozuşması, annesinin onun için endişelenmeye başlaması da önemli değil. Maria ne kadar içinden geçse de annesinden yardım isteyemiyor. Büyüdüğünü düşündüğü için. Ne saçma bir düşünce!
Sigara içtiği için beden eğitimi öğretmeni tarafından azarlanan Asya, her ne kadar bu ödevi yaptığında sonsuza kadar Maria'ya borçlu kalacağını söylemiş olsa da onunla uğraşmaya, sigara olayının acısını ondan çıkarmaya devam ediyor. Bu yüzden ödevi alır almaz Maria'nın ajandasını kapıp onunla dalga geçiyor, tüm sınıfın önünde küçük düşürüyor.
Asya'nın neden babasını unutma ihtiyacı duyduğunu da on üçüncü bölüm anlatıyor: Okulda arkadaşlarına baba yalanını anlatırken onu duyan bir öğretmen küçük yaşta bir çocuğun bu kadar kolay yalan söylemesinden rahatsız olup annesiyle görüşmüş. Kısa sürede insanlar konuşmaya, çocuklar da duymaya başlamış. Sonunda arkadaşlarından biri Asya babasını anlatırken "Yalancı!" diye bağırınca Asya kızın üstüne atlayıp saçlarını yolmuş ve kızı ısırmış. Ama kız, çoktan Asya'nın "içine saklandığı kumdan ve yalandan kale"yi yıkmış bile. O günden sonra Asya "babayı hayal etme" oyunundan vazgeçmiş, onu kumların altına gömmüş.
Asya sürekli hırsızlık yaptığı mağazaya tekrar gittiğinde çalamıyor, çünkü kameralar çoktan yakalamış onu, daha önceki hırsızlıkların hepsini biliyorlar. Çalma masalının sonu böylece geliyor.
Noel Asya ve annesi için gerçek bir aileninki gibi geçiyor. Asya'yı ilk kez bu kadar normal görüyoruz ve bu ona çok yakışıyor.
Karlı buzlu bir günde, Asya ve çetesi Maria'nın şapkasını çalıp kızı buzda koşturuyorlar, Maria'nın onlara hakaret etmesiyle de Asya ve Maria saç saça baş başa kavga ediyorlar. Maria'nın bacağı kırılıyor ve aslında başından beri Asya'nın yanında olan o iki kız, çetesi, onları bırakıp sıvışıyorlar.
Asya böyle olmasını istememişti.
Okulda bu olay duyulduğunda, suçluyu arıyorlar. Asya'nın çetesi, Miranda ve Roberta inkar ediyorlar, Asya'yı yüzüstü bırakıyorlar. Asya'ysa her şeyi itiraf etmek zorunda kalıyor.
Asya'nın aldığı ceza, atletizm takımına katılmak ve okuldan sonra telafi sınıfına kalmak. Miranda ve Roberta'yaysa aileleri Asya'yla arkadaşlığı yasaklamış. Asya yalnız kalıyor.
Asya böyle olmasını istememişti.
Okulda bu olay duyulduğunda, suçluyu arıyorlar. Asya'nın çetesi, Miranda ve Roberta inkar ediyorlar, Asya'yı yüzüstü bırakıyorlar. Asya'ysa her şeyi itiraf etmek zorunda kalıyor.
Asya'nın aldığı ceza, atletizm takımına katılmak ve okuldan sonra telafi sınıfına kalmak. Miranda ve Roberta'yaysa aileleri Asya'yla arkadaşlığı yasaklamış. Asya yalnız kalıyor.
Kaçmak istiyor. Yapamıyor. Evde annesiyle tartışıyırlar ve sonunda annesi ağlamaya başlıyor. Asya sarılmak istiyor, yalnızca elini tutabiliyor. Sıkı sıkı tutuyor. Bazen, artık kim olduğunu bilemiyor.
Maria'nın annesi Asya'nınkiyle konuşmuş. Asya ertesi gün Maria'lara gelecek. Maria alçılı bacağıyla dinleniyor çünkü. Endişeli.
1 Kasım 2014 Cumartesi
Kim Yazmış?
Bu gençliğin zorlu dünyasına ilişkin çok ödüllü kitabın yazarının adı Sabrina Rondinelli.
1972 yılında, İtalya'da, Turin'de doğmuş ve edebiyat öğrenimi görmüş. İlkokul öğretmenliğiyle yetinmemiş. Halk kütüphanelerinde yaratıcı yazma toplantıları düzenleme ve görme engelliler için işitsel kayıtlar hazırlamakla da uğraşıyor, Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Vakfı'nda çalışıyor. İlk romanı Yürümek Koşmak Uçmak 2008’de yayımlandı, 2009 yılında İtalya’nın saygın edebiyat ödüllerinden Bancarellino Ödülü ile Cittá Penne Ulusal Çocuk ve Gençlik Anlatıları Ödülü’nü kazandı. İkinci romanı La nostra prima volta (İlk Deneyimimiz) 2010’da, son romanı Caterina e i folletti scolastici (Caterina ve Okul Yaramazlıkları) 2012’de yayımlanan yazar, doğduğu yerde, Turin’de yaşıyor.
1972 yılında, İtalya'da, Turin'de doğmuş ve edebiyat öğrenimi görmüş. İlkokul öğretmenliğiyle yetinmemiş. Halk kütüphanelerinde yaratıcı yazma toplantıları düzenleme ve görme engelliler için işitsel kayıtlar hazırlamakla da uğraşıyor, Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Vakfı'nda çalışıyor. İlk romanı Yürümek Koşmak Uçmak 2008’de yayımlandı, 2009 yılında İtalya’nın saygın edebiyat ödüllerinden Bancarellino Ödülü ile Cittá Penne Ulusal Çocuk ve Gençlik Anlatıları Ödülü’nü kazandı. İkinci romanı La nostra prima volta (İlk Deneyimimiz) 2010’da, son romanı Caterina e i folletti scolastici (Caterina ve Okul Yaramazlıkları) 2012’de yayımlanan yazar, doğduğu yerde, Turin’de yaşıyor.
Yürümek Koşmak Uçmak
Aynı sınıfta okuyan Asya ve Maria, gece ve gündüz gibi farklıdırlar. Gece tabi ki, kötü, pis, zorba kızdır, Asya'dır, gündüzse iyi, tatlı Maria. Oysa insanları sınıflandırırken görünen ötesine hiç dikkat etmeyiz. Asya'nın babasının onu terk etmiş, annesinin sürekli bunalımda olması, yaşadığı zorluklara kötülük yaparak meydan okumasını, Maria'nın o güzelim ailedeki gürültüden, anlaşılamamaktan çektiği yalnızlığı umursamayız etiketleme yaparken... İki kız da kendilerince sahip oldukları sorunlarla başka türlü başa çıkarlar veya çıkamazlar, Asya ve çetesi "Balina" Maria'yla uğraşmakta, Maria kendini savunamamaktadır. Ama nereye kadar?..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)





